BODRUM

Bir kenti anlayabilmenin yolu nereden geçer…?

Tarihini bilmekten mi?

Coğrafyasını okumaktan mı?

İnsanını tanımaktan mı?

Gelenek ve göreneklerini öğrenmekten mi?

Sonsuz bahar rüzgârlarının sesini duyabilmekten mi?

Sözlü kültür zenginliğinin farkına varabilmekten mi?

Peki, bir kenti anlatabilmenin yolu..

Ebediyete akıp giden zaman içinde, var oluşun kanıtı  ve sonsuzluğa uzanmanın anahtarı olan yazı; insanoğlunun yok olmaya karşı en büyük buluşu.. İnsan; kendini, çevresini ve yaşadığı kenti yazdıkça, sözcükleri ve cümleleri asırlar sonrasında da kitaplarda, kütüphanelerde yeniden hayat bulma imkânına kavuşabiliyor. Yaşadığı kenti anlayarak, onunla bütünleşebilen insan; kentinin tarihini bilir, coğrafyasını okur, tüm benliğini saran bahar rüzgarının sesini duyar ve bu bütünlüğün ayrılmaz bir parçası olarak her fırsatta kentini anlatabilmenin bir yolunu bulur. İnsanlık tarihi, bir bakıma kentlerin de tarihi değil midir? Bodrum… Kimi anlatarak, kimi yaşayarak, kimi yazarak, kimi dinleyerek, kimi dinlenerek, kimi yürüyerek, kimi bekleyerek, kimi gezerek, kimi yüzerek, kimi yürüyerek, kimi seyrederek, kimi üreterek, kimi tüketerek onu sever..  İnsanla bambaşka bir bağı vardır bu kentin. Hangi inanca, hangi dile, hangi kültüre ait ve hangi şehirde doğmuş olursanız olsun, Bodrum benliğinizde hemen yer ediniverir. Sanki öncesi hiç yokmuş gibi, ne olduğunu bile anlamadan; ‘Buralıyım, Bodrumluyum’ demeye başlar, ait olduğunuz yerin burası olduğu hissini kısa zamanda keşfedersiniz. İşte bu enerji, bu çekim ve burada yaşama ve burada bulunma hissi sizi;  Türkiye’nin hakkında en çok konuşulan, ziyaret edilen, merak edilip araştırılan ilçesinin ayrılmaz bir parçası haline dönüştürmüştür bile.   

Bilinen tarih boyunca sahip olduğu doğal güzellikleri, stratejik konumu, bereketli toprakları, hoşgörülü toplumu, yaşamaya uygun iklimi gibi özellikleriyle Bodrum; birçok kültüre, uygarlığa ev sahipliği yapmış ve her devirde ilgi odağı olmayı sürdürmüştür. Karia Uygarlığı’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar geçen, bilinen 5.000 yıllık Bodrum tarihini bir bütün olarak ele alarak, Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yılı anısına Türk gençliğine miras bırakmak amacıyla yayına hazırladığımız Bodrum Kitabı, Arkeoloji’den Tarih’e, Coğrafya’dan Mimari’ye, Deniz Kültürü’nden Turizme, Folklor’den Edebiyat’a kadar farklı konu başlıklarından oluşarak, 87 araştırma/inceleme yazısını bünyesinde barındırmaktadır. Her bir metin, alanında uzman kişilerce kaleme alınmış ve ele alınan konuyu derinlemesine incelemektedir. Kitap bir bütün olarak ele alındığında, bundan sonra yapılacak Bodrum Kent Belleği Araştırmaları için, rehber bir eser niteliği taşıyacağı, Bodrum’u anlayabilmemiz ve anlatabilmemiz adına önemli bir başvuru kaynağı olacağı apaçık ortadadır. 2012 yılında yayınlanan ilk kitabımız “Belleklerde Yaşayan Bodrum” ile başlayan Bodrum’u anlama ve anlatabilme çabamızın 2023 yılındaki son çalışması olan “Bodrum Kitabı”; yaklaşık iki buçuk yıllık bir zaman zarfında ortaya çıkmıştır. Bu süreçte, Bodrum Kitabı için kendisinden yazı talep ettiğimiz, Muğla il araştırmalarının önde gelen akademisyenlerinden Ali Abbas Çınar’ı 24.02.2023 tarihinde kaybettik. Ömrü vefa etseydi, “Bodrum’da İnanış Merkezleri (Erenler/Yatırlar)” adlı araştırma yazısı ile Bodrum Kitabı içinde yerini alacaktı. Ailesine, sevenlerine ve akademi dünyasına bir kez daha baş sağlığı diliyoruz. Bodrum Kitabı’nda alanında uzman yazarların, akademisyenlerin, derlemecilerin, halkbilimcilerin farklı zaman dilimlerinde kaleme aldıkları, Bodrum’u farklı yönleriyle ele alan araştırma/inceleme yazılarını bulacaksınız. Bu metinlerin büyük bir kısmı, bu kitap aracılığı ile ilk defa kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. 19. kitap çalışmamızın, Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yılını kutladığımız 2023 yılında sizlere ulaştırabilmenin mutluluğu ile Bodrum Kitabı’nın araştırma/derleme sürecinde, maddi ve manevi yardımlarını, desteklerini gördüğüm büyüklerimin/ kardeşlerimin isimlerini kitabın teşekkür bölümünde belirtmeye çalıştım. Devletimiz ve milletimizle birlikte cumhuriyetimiz; nice on yıllara, yüz yıllara, bin yıllara erişsin.

Share this content: